Mart 2020 Türkiye

Analiz-11

KADERİN DÖNGÜSÜ DEĞİŞİYOR

Vedik Astroloji yazılarını takip edenler, ya da bireysel harita analizi yaptıranlar bilirler ki sadece bu disipline özel birçok ön görü yöntemi vardır. Bu ön görü yöntemlerinden belki de en gizemlisi ve geleceğe dair en isabetli olasılıkları sunan teknik Daşa Periyotlarıdır. Daşa kelimesini Türkçe de ‘Döngü’ olarak adlandırabiliriz. Bu gezegen döngüsü kişiye ya da ülkeye özeldir ve geleceğe dair çok önemli olasılıklar hakkında bizlere ipucu verir. Birden fazla Daşa yöntemi olmasına karşın en sık kullanılanı ise Vimsottari (120 anlamına gelir) Daşa dediğimiz Nakshatra/Takımyıldız bağlantılı çalışan gezegen Periyotudur. Pekiyi bu Vimsottari Daşa sistemi nasıl çalışır?

Bu sistem Ay Burcu baz alınarak oluşturulan bir döngüdür. Doğum da ya da bir ülkenin Kuruluş Haritasında Ay’ın yerleştiği Nakshatra/Takımyıldız’ın yönetici gezegeni ile başlayan ve 120 yıllık bir döngüyü kapsayan bir sistemdir. Ülke kuruluş haritamız da Ay’ımız Aridra Takımyıldızında yerleşmiş durumda ve Aridra Rahu (Kuzey Ay Düğümü) tarafından yönetilir. Dolayısıyla ülkemizin Daşa Periyotu Rahu Daşa ile başladı. Her gezegenin döngü süreleri farklıdır; Ay Daşa 10 yıl,

Güneş Daşa 6 yıl,

Mars Daşa 7 yıl,

Rahu Daşa 18 yıl,

Jüpiter Daşa 16 yıl,

Satürn Daşa 19 yıl,

Merkür Daşa 17 yıl,

Ketu Daşa 7 yıl,

Ve Venüs Daşa 20 yıl sürer.

Analiz-11

Bu süreçlere Maha Daşa yani Ana Daşa Periyotları denir. Ancak bu süreçler uzun süreleri kapsadığı için, yaşanılacak deneyimleri daha iyi anlayabilmek adına Alt Daşa süreçleri dediğimiz aralıklar eklenmiştir. Bu alt süreçlere Antar Daşa Periyotu denir ve Ana sürecin neresinde olduğumuzu ve Ana süreç ile birlikte neleri deneyimleme olasılıklarımızın bulunduğunu gösterir. Biz 2000 yılının Mart ayından bu yana 20 yıllık Venüs Daşa sürecini deneyimledik. Bu süreçte nelere şahit olduğumuz, neleri deneyimlemek durumunda kaldığımız hepinizin malumu, o yüzden geçirdiğimiz sürece dair ayrıntıya girmeyeceğim. Bu yazı da Mart ayı itibariyle gireceğimiz Yeni Daşa Döngüsü üzerine analizimi sizlerle paylaşacağım.

Mart 2020 itibariyle 6 yıl sürecek olan Güneş Maha (Ana) Daşa sürecine adım atıyoruz ve 2026 yılına kadar bu süreci deneyimliyor olacağız. Sürecin nasıl geçeceğine ilişkin Analizde önemli noktalar ise Daşa yöneticisinin Takımyıldızı, Daşa gezegeninin hangi ev/evleri yönettiği, harita da hangi burçta yerleştiği, aldığı görünümler ve gezegenin haritada ki kuvvetti gibi faktörler olacaktır. Kuruluş Haritamızda Güneş 3.evimizin (Sınır Komşuları, Ulaşım, İletişim, Medya, Kamuoyu) yöneticisi olarak 5.evimizde (Kadınlar, Çocuklar, Doğum Oranları, Sanat, Gençler, Eğitim, Ulusal Meseleler, Elçilikler) yerleşmiş bulunuyor. Bu da bize önümüzdeki 6 yıl boyunca bu iki evin konularının Ana eksende vurgulu olarak yaşanacağını gösteriyor. Güneş haritamızda Terazi burcunda, Terazi Güneş’in Alçalım dediğimiz yani enerjilerini çok düşük volümde yansıttığı sevmediği bir alandadır. Beşinci evde, yanında ayrıca hiç haz etmediği Satürn ve iyi geçindiği Merkür, Venüs varlığı da bulunuyor. Beşinci ev aynı zamanda yine Güneş’in hiç anlaşamadığı Ketu (Güney Ay Düğümü) görünümü altında. Yani anlayacağınız Güneş’imiz kuruluş haritamızda güçlü bir konumda değil, hatta Vedik Astrolojide Shad Bala dediğimiz 6’lı kuvvet yerleşimine göre haritamızda ki en zayıf gezegen diyebiliriz (Yücelim burcunda bulunan Satürn’ün Neecha Bhanga Yoga etkisiyle bu yerleşimi yumuşattığı doğrudur. Ama genel anlamda zayıf bir Güneş bana göre haritadaki varlığını sürdürüyor). Bireysel veya Ülke haritalarında fark etmeksizin, zayıf veya sorunlu yerleşen bir gezegenin Daşa Periyotu sorunlar çıkarabilecek süreçlerdir. Güneş, bir kişinin ya da Ülkenin itibarını, statüsünü temsil eder. Dolayısıyla bu süreçte Ülkemizin dış dünyada ki itibarı adına sorunlar yaşayacağını, ani ve inişli çıkışlı bir grafik çizeceğini ön görmek çok da zor olmasa gerek. Bu altı yıllık döngüde, Ülkemizin itibarı, Sınırlarımız, Sınır komşularımız ile olan ilişkilerimiz, Çocuklar, Gençler, Eğitim, Sanat, Halkın Kamuoyu, İletişim gibi konular gündemimizde yer alacak. Ama aslında en önemli eksen, bu saymış olduğum tüm konularda yeniden inşa dönemine giriyor olduğumuz gerçeği.

Analiz-11

Değişim kaçınılmazdır ve her şey durmadan dönüşür, değişir ve gelişir. Bu evrenin şaşmaz düzenidir. İşte bu süreç değişime direnenlerin çok zorlanacağı, hatta göz önünden düşeceği bir süreci beraberinde getirecek. Toplumun kendi ihtiyaçlarını daha önde tuttuğu ve ses yükselttiği, katılımcı olduğu ve tüm bu konularda daha aktif bir rol oynadığını hep birlikte göreceğiz. Hep dengeden bahsediyorum ya yazılarımda, işte dengede, akışta ve esnek olanların önümüzdeki 6 yıllık süreçte sesi çok daha gür çıkacak (Bir önceki süreç olan Venüs döngüsünde enerjiler bunun tam tersi yöndeydi).

Sürecin baş aktörü tabi ki Güneşimizin bulunduğu Swati Takımyıldızı olacak. SwatiBağımsız, Kılıç’ anlamlarına gelir ve Astronomide ki adı ‘Arkturus’tur. Gökyüzünde çıplak gözle görebildiğimiz en parlak 3. Yıldızdır ve Rahu (Kuzey Ay Düğümü) tarafından yönetilir. Politikayla, siyasetle yakından ilgili bir yıldızdır ve Terazi burcu gibi Hava enerjisinin yoğun olduğu bir kuşakta denge ihtiyacını simgeler. Tabi ki terazinin dengelerini bulmak kolay değildir bu yüzden yukarıda da bahsetmiş olduğum gibi inişli ve çıkışlı bir grafiği vardır bu yıldızın. Ama en önemli özelliği direnen değil akışa göre hareket eden bir enerjiyi temsil etmesidir ki, 2020 yazılarımın neredeyse hepsinde bahsettiğim gibi bu yıl ve sonrasında ki yıllar bireysel ve kolektif olarak en çok ihtiyaç duyacağımız şey akışta olmak ve akışa göre hareket etmek. Çok teknik detaya girmemek adına Antar (Alt) Daşa Periyotlarını teker teker yazmayacağım. Önümüzdeki 6 yıl boyunca değişecek, dönüşecek olan konuları tek tek sıralayacağım. Zaten, yazmış olduğum konular hakkında ki değişimler aslında 2019 yılında çoktan başladı ve bu süreçte bunların daha belirgin ve vurgulu olduğu bir döngüyü deneyimleyeceğiz. Ama unutulmaması gereken kısım bu konularda yeniden inşa yapılırken bu süreçlerin bazı bölümlerinin biraz sancılı ve yoğun geçeceğini (Değişime olan direncimizden dolayı) unutmamanızdır. Çünkü yeniden inşa etmek için eskisinin yıkılması gerekmektedir.

Analiz-11

Birincisi, Tek partili siyasetin bittiğine tanıklık edeceğiz hep beraber. Parlamenter sistemin dönüşüp, çok sesliliğin tekrar yaşamımıza girdiği ama eskisi gibi değil, daha güçlü, daha katılımcı bir sistemin hayat bulduğunu göreceğiz.

İkincisi, Komşularımız ile olan ilişkilerde ciddi sıkıntılar yaşamamız, fiziksel (Ciddi çatışma emareleri var) ya da diplomatik düzeyde sorunların ortaya çıkması yine bu döngüde çok muhtemel gözüküyor. Bazı kopuşlar, dalaşmalar ve ardından yeni başlangıçları beraberinde getirecek bir süreci deneyimleyeceğiz.

Üçüncüsü, Eğitim sisteminin topyekün tıkandığına ve girift bir hal aldığına ve bu konularda da köklü değişiklerin yaşandığına tanıklık edeceğiz. Çocuklar ve gençler önümüzdeki bu süreçte çok aktif, katılımcı ve göz önünde olacaklar.

Dördüncüsü; Ben/Ego merkezli tüm davranışların yok olduğu, prim görmediği, itiraz edildiği bir süreç var önümüzde. Artık biz olgusunun öne çıktığı, halkın, kamuoyunun, sanatçıların sesinin daha gür çıktığı, çok daha katılımcı ve değişimlerin bizzat talepkarı ve başlatıcısı olduğu bir döngüyü yaşayacağız.

Beşincisi, Ekonomik olarak zorlandığımız, hatta dibi gördüğümüz bir dönem yaşayabiliriz. Önümüzdeki 6 yıl boyunca ayağımızı yorganımıza göre uzatacağımız, en azından bunu kesinlikle anlayacağımız ve bu konularda yaratıcı ve üretici çözümleri hayata geçireceğimiz bir süreç var önümüzde.

Analiz-11

Bu sürecin ne tamamı sancılı, ne de tamamı rahat bir ortamda geçecek. Tıpkı yaşam gibi farklı deneyimler yaşadığımız, ülkenin değiştiği, dönüştüğü ve dolayısıyla kolektif olarak bizlerin de değişip dönüştüğü bir döngüyü yaşayacağız. Özellikle Satürn’ün de 8.ev Transitini ve Mart ayında Plüton kavuşmasını hesaba katacak olursak, zaman zaman çok zorlansak da köklü değişimlerin yaşandığına şahitlik edeceğiz. Bu konuya değinmişken herkesin endişeli olduğu ve merak ettiği bir konuyu da tekrar vurgulama istiyorum. Aralık ayında Yıllık analizi paylaştığımda da bahsetmiştim ama tekrar değinmekte fayda görüyorum.

Evet, 2020-2023 yılları her anlamda zaman zaman çok şiddetli geçecek. Oğlak burcu, Satürn ve Plüton bir araya geldiğinde kullanılacak en isabetli kelime sanırım “Yıkım” olur. Ama sevgili dostlar bu değişim için kaçınılmaz bir süreçtir. Çünkü eski olan, zamanı ve modası geçmiş, artık işlemeyen, tıkanmış, bize zarar veren, ya da bizim zarar verdiğimiz her ne varsa değişmek zorunda. Tüm tarih kayıtlarını incelediğinizde büyük değişim ve dönüşüm dönemlerinin arifesinde ne denli kaotik ve sancılı görünen süreçler yaşandığını görebilirsiniz. Bu sancının yaşanmasının tek bir nedeni var; DEĞİŞİME DİRENMEK! Çünkü biz bir şeyleri değiştirmekten, kaybetmekten o kadar çok korkuyoruz ki (Çağlar boyunca bu öğretildi bizlere) her şey aynı kalsın, biz aynı şeyleri yapalım ama bir şeyler değişsin istiyoruz. Ama bu bilimsel ve ilimsel olarak mümkün değil! Şu an dünyada görülen tüm bu ızdırabın, acının ve kaos’un sebebi bizlerin değişime olan direncinden kaynaklanıyor. Liderler, güçlerini ve koltuklarını kaybetmemek için direniyor. İnsanlar ya olmazsa endişesiyle değişmemek için direniyor. İşte tüm bu yaşanılanların kalbinde şu sorular yatıyor; Değişimden neden korkuyoruz? Daha iyi bir dünya hayal edip neden yüzyıllardır yapmaya devam ettiğimiz aynı şeyleri yapmaya devam ediyoruz?

Ben değişince her şey değişecek mi? Kesinlikle kocaman bir EVET!!! Şunu çoğu zaman unutuyoruz; toplumu oluşturan bizleriz ve ne görüyorsak bizlerin kolektif enerjisinin yansımasını yaşıyoruz. Eğer her birimiz değişime Evet deyip, kendimizi bir akışa bıraksak (-ki bunu yapmaya başladık ve bu bir çığ gibi katlanarak da devam edecek) emin olun kolektif enerji de değişecek ve bu süreci çok daha rahat atlatacağız. Biliyorum, etrafta o kadar çok felaket tellallığı yapan, kendi korkularını hafifletebilmek adına bunları kolektife yansıtan, kahin olduğunu zannedip ve bunu bir marifetmiş gibi ortalığa saçan şişkin egolu ruhlar olduğunu ve bu mecralardan sürekli bir bilgi bombardımanına maruz kaldığınızın da farkındayım.

Ama sevgili dostlar size iyi gelmeyen, ruhunuza iyi gelmeyen şeyleri bırakın. Vedik Astroloji elbette bir öngörü sistemidir (Kehanet değil!) ve geleceğe dair çok isabetli ve ciddi olasılıklar sunar ama önemli olan o olasılıkların gerçekleşmesinden çok, bizim o olasılıklara verdiğimiz tepkidir. Yani ben şimdi sizlere 6 ay sonra şu şu tarihte İstanbul da deprem olacak desem, bunun size veya bana ne faydası olacak! Çünkü bizler çok uzun zamandır biliyoruz ki İstanbul da şiddetli bir deprem olacak. Yani 1999 yılından beri önlem alınmayan ve çökmesi muhtemelen 100 küsür bin bina yıkılıp yeniden mi yapılacak? Ya da o binalarda oturan yüz binlerce insan sokakta mı yatacak? Hastaneleri mi boşaltacağız? Okulları mı kapatacağız? Bu kaosun altına kibrit suyu dökmekten, insanları endişelendirmekten ve korkuyu daha da büyütmekten başka hiçbir işe yaramayacak! Biz zaten 1999 dan bu yana o binaları yenileyip, tüm kamu binalarını, hastaneleri, toplanma alanlarını ve kurtarma stratejisini belirlemiş olsaydık -yani o gerçekleşmesi olasılık dahilinde olan şeye doğru tepki verseydik- şu an yine böyle korku dolu olur muyduk? Japonya sürekli sallanıyor, ama insanlar alınabilecek tüm önlemleri aldıkları için yaşamlarına olağanca hızıyla devam edebiliyor. Hiçbir şey için geç değildir, dolayısıyla bir an önce elimizden gelenin en iyisini yaparak tedbir almalıyız. Lütfen ama lütfen bir bilginin öncelikle size yararı olup olmadığını sorgulayın ve ondan sonra o bilgiyi içinize alın.

Sevgili Gandhi’nin dediği gibi; “Dünyayı değiştirmek istiyorsan, ilk önce kendinden başla !”

Değişim sancılıdır çünkü biz ona direndiğimiz için. Her ne oluyorsa ve olacaksa olması gerektiği için, olması gerektiği zamanda, hepimizin hayrına ve yararına olacak ki, bu konuda hiçbir kuşkum yok. Değişmek zorundayız ve değişeceğiz de!

Sevgi ve Işık Sizlerle Olsun

Vedik Astroloji Evi

ÖNEMLİ NOT: Bu sitede yer alan tüm astrolojik yorumlar tamamı ile Hint/Vedik Astrolojisine göre yapılmaktadır

Analiz-11